Blog

Sana mektup yazdım…

2 Haziran 2016

Bu mektubu yazdığım tarih 16 Eylül 2013…

Beatrice Beren’e mektup yazacaktım ki 3 sene önce yakın arkadaşım Melike’nin kızı Lidia Elif için yazdığım bu mektubu bulup, okuyunca kızıma da aynı şeyleri yazacağımı farkettim…

Beatrice Beren bu mektup senin için de geçerlidir, sen de oku…

İmza: Annen


Lidia Elif bu mektubu senin icin yazdim, sana benden hediye olsun❤

Merhaba dünyalı yeni dostum,

Buraya gelmeden önce bulunduğun yerin daha güzel olduğuna inanıyorum. Gelmeye niyetinin olmaması da beni desteklediğini gösteriyor. Geldiğin bu dünya sana binbir çeşit mutluluk, şaşkınlık ve üzüntü verecek. Eğer bunlara hazır olabileceksen Hoşgeldin!

Annenle aramızda güzel ve farklı bir bağ, sevgi vardır. Güçlü kadındır annen, değişik bir ruhtur… Onunla yaşamaktan zevk alacağına ve hep onun kızı olduğun için şükredeceğine eminim. Seni daha sen karnına düşmeden çok istiyordu, seviyordu, biliyordu. Ben annenden güzel şeyler öğrendim. Bana kartpostal gönderen ilk insandır annen.. Hem de taa Polonya’dan. Onun gibi ol, insanlara değer verdiğini hissettirmekten korkmayan, her işi yapmaya vakit ayırabilen, insanları, sevgiyi asla ertelemeyen insanlardan ol.

Sana ömür boyu saklayabileceğin bir hediye ararken annen sana bir mektup yazmamı istemişti.. Bu mektuba annenin bu isteği ile başladım ama daha 10 satır olmadan sana gerçektenden de söylemek istediklerim olduğuna karar verdim. Bu mektubun devamında seni neler bekliyor şu an ben bile bilmiyorum bebek insan.

Annenle ilgili en unutmadığım anım yurt yıllarımızda annenin gecenin bir yarısı kaplumbağası Behçet’i kaybetmesi, tüm vucuduna çamur gibi kil maskesi yapıp kapıda beni karşılaması, bir gün okuldan döndüğümde ufak bir notla birlikte bana en sevdiğim Sims oyununu yüklemiş olması, kara kalem resmimi çizmesi… Sonra yurtlarımız, hayatlarımız ayrıldı.. Sadece hatırladığım İzmir’den gelen bir telefondu “Elif ben Polonya’ya gidiyorum, okumaya orada devam edeceğim” Bu kararlı ses tonunu çok net hatırlıyorum. O an hiçbir şey belli değildi ama annenin kafasına koyduğu gibi gideceğini ikimizde biliyorduk.Tıpkı senin dünyaya geleceğini yıllar öncesinden bildiği, seni düşünerek birşeyler almış olması gibi…

Önündeki 25 yıl sürekli duyacağın ve 25 yılın sonunda anlayacağın tecrübe denilen bir lanet var ve ben şimdi hayat için kendi tecrübe lanetimi sana söylemek istiyorum, bunlar kulağına küpe olsun.

Hayat bombok güzellikte. Yaşamadan öğrenebilmek imkansız. Korkmadan yaşa. Cesur ol. Adrenalini sev, kalbin cogu zaman hızlı atsın. Fanus içerisinde yaşayan insanlardan sakın olma. Mutluluğu hakeden bir insan ol. Bu çok önemli ve senin gerçekten iyi bir insan olmanla ilgili. Mutluluğu hakedersen farklı bir huzurla yaşamını sürdürürsün. Becerikli bir kadın ol. Pratik, hızlı, atik bir kadın ol. Poponu her zaman yerinden kaldırabil. Kapris yapma, kaprissiz bir insan ol. Büyükleri özellikle anneni dinle. Ne demek istediklerini hep bir kez düşün. Ancak kişiliğinden ödün verme, annen seninle orta yolu hep bulacaktır.

Hayal kur, büyük hayaller kur ama hayallerinin olmama ihtimaline de kendini hazırla. Hayallerini huzura ermek için kullanabilirsin. Hayatta her istediğini elde edemezsin, hayat öyle değil. Şımarık olma, sınırlarını bil, kendini bil.

Aşık olmaktan, sevişmekten korkma. Bunlar dünyanın en güzel tatları. Aşık olmaktan ve aşık olma sayından korkma. Sadece aşksız asla ilişki yaşama.

Sadık bir insan ol. Sadık olmak senin özelliklerin arasında sayılsın. Ailene, dostlarına, ilişkilerine karşı hep sadık ol. Aksi durumda ruhunda geçmesi mümkün olmayan izler kalacaktır.

Özür dilemeyi ve affetmeyi bil. Sevdiğin insanlarla anlaşmaya gönlün olsun. Onları hayatından çıkarmak istemiyorsan, boş yere olumsuzlukları uzatma.

Tabularını her zaman yıkabil, hayatta her şey insanlar için her şeye hazırlıklı ol. İnsanlar değişebilir, güvensiz asla yaşama bu çok ağır bir yüktür. Yaptıklarından asla pişman olma! Her şeyin hayırlısı olduğuna değil “Olan her şey hayırlıdır” buna inan. Ölüm, sağlık, hastalık, aşık olmak, ayrılmak, evlenmek, boşanmak, gülmek, ağlamak, kızmak, bağırmak bunlar doğamızın kanunları. Değiştirmeye çalışma, olduğu gibi durumları kabul etme gücünde olacak şekilde kendini hayata hazırla. İki dakikada dünyanın, hayatının değişebileceğini sakın unutma. Ona göre yaşa, son gününmüş gibi yaşa, ona göre değer ver, sev, sevil..

Özgür ol ama hırçın olma. Annen olmadan tek başına, arkadaşlarınla seyahat et, dünyayı gez ama her gün en az iki kez anneni ara, nerede olduğunu söyle. Annene yalan söyleme, inan senin geçeceğin yolları bin kere gidip gelmiş bir annen var. Dürüst ol herkese ve annene. Her ne yapacaksan “sana söylemeden de yapabilirim ama söylüyorum çünkü sana yalan söylemek istemiyorum” de insanlara ve annene. Seni kabul eden olduğun gibi kabul etsin. Seni olduğun gibi kabul etmeyen insanla asla mutlu olamayacağının garantisini sana veriyorum. Maalesef istisnası bile yok bunun.

O benim her şeyim! dediğin her insanı kaybedeceğinin de sana garantisini veriyorum. Asla kimseyi her şeyin yapma. O benim bir çok şeyim diyebilirsin..

Gerçek dostların olsun, sayısı az olsun ve ailen tarafından onaylanan dostların olsun. Sürekli dipdibe olmak değildir sevgi, paylaşım… Gönüllerin bir olması diye de bir şey vardır ve inan her şeyden daha güçlüdür. Ailenle ve sevdiklerinle hep güçlü gönül bağın olsun asla sarsılmasın. Sürpriz yapmayı unutma. Sürprizler insanları kocaman güldüren ender şeylerdendir.

Hayatın boyunca yorulacaksın. Yorgun olduğun zamanlarda kalp kırma, yorgun olmanın sorumlusu olmayan insanları boş yere üzme. Her şeyi kendin için yapıyorsun unutma. Asla suçlu arama, insanları suçlama. Senin akıllı bir beynin ve özgür iraden var. Yapacaklarının tek sorumlusu sensin.

Dua et, hangi dilde olursa olsun, ne şekilde olursa olsun dua et, yaratan bir güç olduğuna tüm kalbinle inan. Bu sana güç verecektir. Elindekilerin kıymetini bil ve bunlar için her gün inandığın şeye şükret. Senin bu dünyada şükredeceğin çok önemli bir şey var; bir AŞK çocuğu olman. Bu nasıl büyük bir lütuf sana tarif edemem. Aşk çocuğu olman uçsuz bucaksız bir sevginin kalbinde büyümesini sağlayacak. Bazen insanlar aşırı sevgini anlayamayabilir hatta bundan korkabilir. O zaman boşver onları, senin gibi aşkla, korkusuzca, cesur yüreklerin üretimi olarak dünyaya gelen insanlar var seni bekleyen.

Oku. Okuyabildiğin kadar fazla oku. Şu hayatta sadece cahil insanlardan ve cehaletinin farkında olmayan insanlardan korkabilirsin. Mutlaka sevdiğin bir mesleğin olsun. Başarılı olmak zorunda asla değilsin, denemekten sakın korkma, sevdiğin iş her ne ise onu yap. Maymun iştahlı ol bu kötü bir şey değil. Hayat senin istediğin şekilde şekillendirmek sadece senin elinde.

Hayvan sevgisine fazlasıyla sahip bir annen olduğu için dünyanın şanslı çocuklarındansın.. Hayvanlara zarar verebilen her insandan arkana bile bakmadan kaç. Hayvanlar onları sevmemiz ve korumamız için bu dünyadalar unutma.

Sevip önem verdiğin insanlar haricinde kalan insanların söylediklerini, düşündüklerini hiç duyma, umursama. Senin hayatında olmadıklarına göre ne önemleri olabilir ki…

Duygular uçmaz ama hayatın koşturmasında üstleri tozlanır. O yüzden sen de yaz. Annene, babana, sevdiklerine… Hissettiğin her şeyi yaz. Söz uçar ama yazı kalır.

En önemlisi gece başını yastığa koyduğunda temiz bir vicdanla yaşamak için elinden gelen her şeyi yap. Vicdanlı bir insan ol, annen gibi. Elinden gelen her şeyi yap demişken şunu atlamak da istemiyorum; insanların elinden geldiğini sandığı şeyler çok az, kendi imkanlarını göremiyorlar. Ben henüz bu işi çözemedim, çözersem sana da söylerim. Sana söyleyebileceğim; olmaz diye bir şey yoktur Lidia Elif. Her şey senin ve zorlayarak elde edeceğin imkanlarının elinde. Sen istediğin sürece her şeyi yapabilirsin.

Çilekli Yoğurtlu Milka tadında* upuzun sağlıklı bir ömür diliyorum sana. Her zaman iyi kalpli insanlarla ömrünün geçmesini istiyorum. Şansın bol olsun.

Elif
*Annen anlatır :)

    Bir Cevap bırakın